Silaj: Su düzeyi yüksek kaba yemlerin içerdiği suda çözünebilir karbonhidratların (Sakaroz, Glikoz, Fruktoz gibi şekerler), havasız bir ortamda, laktik asit bakterileri (süt asidi bakterileri) tarafından doğal fermantasyon yoluyla laktik aside dönüştürülmesi sonucu oluşan fermente bir yemdir. Yapılan bu işleme silolama, silolama işleminin yapıldığı yere ise silo adı verilir. Birim alandan çok fazla yeşil aksam üretilebilmesi, silaj yapımına uygunluğu, silajınbeslenme değerinin ve lezzetinin yüksekliği, diğer yem hammaddelerine göre maliyetinin düşüklüğü gibi nedenlerle mısır, dünyadaki en önemli silaj bitkilerinden birisi durumuna gelmiştir. Mısır silaj yapıldığında, bitkinin tüm toprak üstü aksamından ( koçan, sap, yaprak) en ekonomik şekilde yararlanılmış olur.
Toprak Hazırlığı: Ana ürün için mısır ekilecek tarla ön bitkinin hasadından sonra, fosforlu gübrenin tamamı (saf olarak 8–10 kg/da P2O5 – 20 kg/da Triple Süper Fosfat) toprağa verilir ve sonra pullukla derince sürüm (20–35 cm) yapılır. İlkbaharda tarla otlanmaya başlayınca kazayağı veya diskharrow çekilerek otlar büyümeden öldürülür. Ekim öncesi ise azotlu gübrenin 1/3’ü (30 kg/da Amonyum sülfat) toprağa serpilir, işlenir, tırmık veya sürgü çekilerek tohum yatağı hazırlanır. ( P2O5 = Fosfor penti oksit )
Tohum Seçimi: Öncelikle ekimi yapılacak silajlık tohum çeşidine karar verilmelidir. Buradaki en önemli kıstas sömekteki koçan sayısı ve koçandaki dane miktarıdır. Genelde sömekte tek koçan bulunan çeşitler seçilmekte olup burada verimi etkileyen en önemli faktör koçandaki dane miktarıdır. Koçanda en az 16 sıra dane barındıran çeşitler seçilmelidir. Bu sayede koçandaki dane miktarı 750 adedin üzerinde olmalıdır. Koçandaki dane miktarı silajın enerjisini ve dolayısıyla süt verimini doğrudan etkileyen bir faktördür.
Ekim: Ana ürün mısır tarımında ekim; 10 cm derinlikteki toprak sıcaklığı 10 derecenin üzerine çıktığı günden itibaren ekim yapılabilir (15 Nisan – 15 Haziran tarihleri arası). İkinci ürün mısır tarımında ise; ön bitkinin hasadından hemen sonra ekim yapılır. En uygun ekim pnömatik (havalı) mibzerle yapılanıdır. Mekanik mısır ekim makinaları veya Ayçiçeği mibzeri ile de ekim yapılabilir. Ekimlerde sıra arası mesafe 70 cm, sıra üzeri 17–20 cm arasında olmalıdır. Ekim derinliği, toprak rutubetli ise 5 cm, toprak kuru ise 8 cm olmalıdır.
Tohum miktarı, tohumun 1000 dane ağırlığına göre değişmekle birlikte 2–3 kg/da yeterli olmaktadır.
Gübreleme: Uygun gübreleme yapabilmenin birinci şartı toprağı tahlil ettirmektir. Ana ürün için genel olarak silajlık mısır tarımında 15–25 kg/da N, 8–10 kg/da P2O5 vermek uygundur. Pullukla derin sürüm yapılmadan önce 20 kg/da Triple Süper Fosfat vermek te uygundur. İkinci ürün mısır için fosforlu gübre, toprak işlemeden verilir. Azotlu gübrenin 1/3’ü (30 kg/da Amonyum sülfat) ekim öncesi toprak işlenirken verilir. Ekim kombine mibzer ile yapılıyorsa gübre ekim ile beraber verilir. Ekimden sonra ise en uygun gübreleme şekli geri kalan Azotun 1/3’ü bitki 40 cm boylanınca veya ikinci çapa yapılırken verilir. Diğer 1/3’ü ise tepe püskülü çıkarmaya başladığında sulama ile birlikte verilir. “Azotlu gübre hiçbir zaman toprak üzerinde bırakılmamalıdır.”
Bakım ve Sulama: Ekimden sonra yabancı ot kontrolü için tavsiye edilen ilaçlardan herhangi birisi önerilen dozda kullanılmalıdır.
Birinci çapa: Bitkiler 4–5 yapraklı (10–15 cm boyunda) olunca.
İkinci çapa: Bitkiler 30–40 cm olunca yapılır. Ayrıca ikinci çapa yapılırken kök boğazı doldurulur ve sulama karıkları açılır. Azotlu gübrenin ikinci 1/3’ü çapadan önce verilir.
Sulama: Sulama hava sıcaklığının düşük olduğu gece, sabah erken veya akşamüstü yapılmalıdır. Mısır bitkisinin su ihtiyacı yapraklar gözlemlenerek tespit edilir. Suya ihtiyaç duyan bitkilerin yaprakları hafifçe içe doğru kıvrılmaya başlar. Bu dönemden sonra bitki strese girer. Bitki strese girmeden önce mutlaka sulama yapılmalıdır.
Ekim esnasında toprak kuru ise, homojen çıkışın sağlanabilmesi için mutlaka yağmurlama sulama yapılmalıdır.
Birinci sulama: Hava koşulları da dikkate alınarak, bitkiler 40 cm boylanıncaya kadar yapılmalıdır.
İkinci sulama: Bitkiler 60–70 cm boylanınca,
Üçüncü sulama: Bitkinin çiçeklenme döneminde,
Dördüncü sulama: Danelerin süt olumu döneminde yapılmalıdır.
Mısırın en hassas olduğu devre tepe püskülü çıkarmadan bir hafta öncesi ile çiçeklenme arasındaki devredir. Bu dönemde mısırın iyi bir şekilde sulanması verim için gereklidir.
Biçim Zamanı: Silaj yapımı için mısırın en uygun biçim zamanı, nem oranının %60-70’e düştüğü dönemdir. Bu dönemde koçandaki danelerde çukurlaşma (diş çukuru) oluşur. Mısır dişinde süt hattı ½ olmalıdır. Yani bu dişin ½’sinin peynir kıvamında (Hamur olum dönemi), diğer ½’sinin süt kıvamında olması gereklidir.
Verim: Hibrit çeşitlerde verim sulamaya da bağlı olarak 6 ton ile 10,5 ton/da arasında değişmektedir.
Parçalama: Parçalama işlemi, silaj yapımının çok önemli bir aşması olup silolanacak bitkilerin küçük parçalara ayrılmasıdır. Parçalama işlemi silolanacak bitkinin katkı maddeleri ile zenginleştirilerek homojen bir şekilde karışmasına da olanak sağlar. Ayrıca silajı yapılacak olan ürünün iyi bir şekilde sıkıştırılabilmesi için de parçalanması şarttır. Genel olarak silajı yapılacak tüm bitkilerdeki parçalama boyutu 0.8-2.5 cm arasında değişir. Prensip olarak KM içeriği yüksek veya düşük kaliteli bitkiler daha küçük boyutlarda parçalanmalıdırlar. Böylelikle sıkıştırılması oldukça zor olan kuru bir ürün daha iyi sıkıştırılmış olur. Düşük KM’ li veya iyi kaliteli bitkiler ise daha büyük boyutlarda parçalanmalıdırlar. Diğer yandan silolanan hiçbir bitkisel materyal 0,8 cm’ nin altında parçalanmamalıdır. Aksi halde bu tip silajları tüketen hayvanlarda bu silajlar hemen sindirim kanalının alt bölümlerine iner ve hayvanlar tarafından yeterli ölçüde değerlendirilemezler.
Katkı maddeleri kullanımı: Silaj yapımının önemli bir aşaması olup, parçalama işlemi ile birlikte kombine edilmelidir. Çünkü parçalama işlemi silaj katkı maddelerinin silolanan materyale homojen bir şekilde karışmasına olanak sağlar. Silaj yapımında katkı maddeleri kullanılmasının temel amacı; silolanan materyalde süt asidi bakterilerinin hızla gelişip çoğalmalarını sağlayarak iyi fermente olmuş, aerobik stabilitesi yüksek ve hijyenik riskleri az olan bir silaj elde etmektir. Bu tip silajlar hayvanların verim performanslarını artırabilir. Bu amaçla çeşitli özelliklerde silaj katkı maddeleri kullanılmaktadır.
Enzimler: Bitkilerdeki sellüloz, hemisellüloz ve nişasta gibi polisakkaritler silolama işlemi sırasında bitki mikroflorası tarafından fermente edilemezler. Bu nedenle özellikle sınırlı düzeyde fermente olabilecek suda çözünen karbonhidratlar içeren bitkilerin, suda çözünen karbonhidrat içeriğini artırmak amacı ile genellikle sellülaz, hemisellülaz, ksilanaz ve pektinaz gibi hücre duvarını parçalayan enzimler ile birlikte amilaz gibi nişastayı parçalayan enzimler kullanılır. Bunun sonucunda, bitkilerde bulunan karbonhidratlar basit şekerlere parçalanarak fermantasyon sırasında kullanılırlar. Böylece süt asidi bakterileri nin kullanımı için ek bir karbonhidrat sağlanmış olur. Ayrıca bitkilerin hücre duvarı kapsamları azaldığı için organik maddelerinin sindirilme dereceleri de artmaktadır.
Asitler: Asitler fermantasyon engelleyicisi olarak kullanılan katkı maddeleri olup, silo içerisindeki mikroorganizma aktivitesini önlerler. Bu amaçla kullanılan organik ve inorganik asitler, asit tuzları ve diğer kimyasal bileşikler silo içerisinde asit bir ortam yaratarak silolanan ürünün pH’ sını düşürürler. Böylece bu asidik ortamda silajlarda bozulmaya neden olabilecek mikroorganizmalar yaşayamazlar. Bu amaç için en fazla formik asit ve propiyonik asit kullanılır. Her iki asit de antibakteriyal etkiye sahiptir. Bu özellikleri sayesinde silolanan üründe mikroorganizma gelişimini engellerler. Bunun yanı sıra formik ve propiyonik asitler silo açıldıktan sonra hem silajdaki ısınmayı azaltırlar, hem de silaj içerisinde maya ve küf gibi mikroorganizmaların gelişip çoğalmalarını engelleyerek silajların aerobik stabilitelerini artırırlar. Böylece bu tür silajlar uzun ömürlü olup yemlemede daha uzun süre kullanılabilirler.
Üre: Üre silaj fermantasyonunda katkı maddesi olarak kullanılan bir besin maddesidir. Bu katkı maddeleri özellikle mısır başta olmak üzere sorgum ve diğer bazı tahılların silolanması sırasında yaygın olarak kullanılırlar ve yapılan silajların ham protein içeriğini artırırlar. Üre silolanan bitkilerde bulunan üreaz enzimi tarafından amonyak ve suya parçalanır. Üre katkı maddesi olarak kullanılırken, silolanan her bir ton taze ürüne yaklaşık 5-10 kg üre katılabilir. Bu miktarın üzerine kesinlikle çıkılmamalıdır aksi halde toksik etki gösterebilir. Üre bir miktar su içerisinde çözündürüldükten sonra homojen bir şekilde ürüne katılmalıdır. Ancak çözündürme sırasında çok fazla su kullanıp ürünün KM içeriğini düşürmemeye dikkat edilmelidir.
Absorbantlar: Absorbantlar su içeriği yüksek (% 80-90) ürünlerdeki suyun bir bölümünü emerek silolanan ürünün su içeriğini düşürmek amacı ile kullanılan katkı maddeleridir. Bu amaçla arpa, saman, kuru şeker pancarı posası ve bentonit kullanılır. Böylece bir yandan silolanan ürünün KM içeriği artırılırken diğer yandan da silo suyu çıkışı ile oluşacak besin maddeleri ve enerji kayıpları en aza indirilmiş olur. Özellikle hava koşullarına bağlı olarak yeteri kadar soldurulamayan ürünler silolanırken absorbant kullanımı büyük önem kazanır. Ayrıca absorbantlar bu silajları tüketen hayvanların verim performanslarını da olumlu yönde etkilerler.
20 Nisan 2020